
Avustralya'nın git gide genişlemekte olan elektronik müzik piyasasından bir kez daha nasibimizi alıyoruz. Phillipa 'Pip' Brown, her ne kadar 80ler kültüründen çokça etkilense de [Heavy metale, vintage kaykay videolarına ve video oyunlarına olan düşkünlüğü], yaptığı müziğin günümüz indie/elektronik ayarındaki gruplarınkinden hiçbir geri kalır yani yok. Albüme bir 80ler hissi, bir nostalji hakim. Ki bu onu çok daha lezzetli ve farklı kılıyor. Indie gençlerin/müzisyenlerin daha da yükselmekte olan 'electro' sevdası -özellikle Avustralya'da bariz bir şekilde hissediliyor- bir yerden sonra bir grubu diğerinden ayırt etmeyi pek mümkün kılmadığından bu tür isimlere karşı önyargılar edinmeme sebebiyet verse de Ladyhawke'ta farklı olan bir şey var. Albüm/Single kapakları, web sitesinin tasarımı, oraya koyduğu kendi adını taşıyan ve arka planda 'Paris is Burning' şarkısının 'ateri versiyonu'nun çaldığı oyun, hepsi işine kendini ne kadar adadığını gösteriyor aslında. Ve Phillipa'nın kuir olması onun diğerleri arasından sıyrılmasını sağlıyor. Neden bilmiyorum ama 'Morning Dreams' şarkısını dinlerken o şarkıyı sadece bir kadına söyleyebileceği hissine kapıldım. Ardından da internette yaptığım küçük çaplı bir araştırma sonucu yanılmadığımın da farkına vardım. Ve sanıyorum ki Pip bir kedi insanı. Her yerden [albüm kapağı olsun, klipleri, myspace'i] kediler fırlıyor. Daha ne olsun. :)
Tracklist:
1. Magic
2. Manipulating Woman
3. My Delirium
4. Better Than Sunday
5. Another Runaway
6. Love Don't Live Here
7. Back of the Van
8. Paris is Burning
9. Professional Suicide
10. Dusk Till Dawn
11. Oh My
12. Crazy World
13. Morning Dreams
Benim de albümdeki favorilerimden biri olan My Delirium. Klipteki, arabayla uçurumdan uçma sahnesi Thelma&Louise'i anımsattı bana: